Her şey Nail'e sürpriz bir sehayat planlamakla başlamıştı...Moskova'yı seçmiştim...geziyle ilgili planladığım bütün ayrıntıları da şu yazıda paylaşmıştım "Keep Calm and Love Moscow"...

Gittik, gezdik, geldik...veee görüleceğe üzere çok eğlendik :) şimdi sırada izlenimlerimi, yaşadığımız tecrübeyi paylaşmak var...benim için en keyifli kısmı yani :)
İlk defa gittiğimiz yerlerden sonra "iyi ki gitmişiz" diyebilmek bizim için önemli bir kriter, Moskova için de bunu söyledik...ikinci sorumuz da şu olur hep, "peki bir daha gider miyiz?"...Moskova için bu da "evet"...ama Mira büyüdüğünde, onunla tarih konuşabilir hale geldiğimizde istiyoruz...
Ben bir gözlem canavarı olarak yine bolca gözlem yaptım...insanları, tavırlarını, birbirleriyle iletişim şekillerini, vücut dillerini, çocukları, insanların çocuklara davranışlarını, öğrencileri, gençleri, yaşlıları, çiftleri, doğayı, hayvanları, caddeleri, sokakları, evleri, mekanları...bana çok şey katıyor bu gözlemler...
Mira'da da var bu gözlem merakı, ufacık boyuyla evden dışarı çıktığımız anda başlıyor; ağaçların yapraklarını, kuşları, yoldan geçen insanları, her şeyi inceliyor, derin derin izliyor :) insanın kendine ait bir davranışı/huyu evladından görmesi müthiş keyifli ve eğlenceli aslında...şöyle de bir çeşitliliğimiz var ki bu ayrı bir eğlence kaynağı...ben ne kadar ayrıntıcı/gözlemci isem, Nail de bir o kadar nokta odaklı...yani müzeye mi girdik...önünde ki eser neyse Nail'in gördüğü ve incelediği o...benimse o eser ve onun çevresinde ki her şey, hatta bazen eser dışında ki her şey :)
ve işte gözlemlerimle Moskova;
- Tertemiz bir şehir bir kere, ben bunu beklemiyordum nedense çok şaşırdım ve çok etkilendim...her yer gıcır gıcır...1 tane sigara izmariti yok yollarda, kaldırımlarda...sürekli vızır vızır temizlik makineleri çalışıyor, yollar/kaldırımlar yıkanıp fırçalanıyor...insanlar asla bir şey atmıyor yerlere, arabalardan pet şişe atılmıyor! bu anlamda müthiş güzel insanlar...
- Güvenilir bir şehir...bir kere bile yolda yürürken tedirgin olmadım, çantama sahip çıkma stresi yaşamadım...bunda çanta taşımamış olmam da etkili olmuştur elbet :) bu konuda nefis bir önerim var size...sevgilinizle tatile/geziye çıkacaksanız, hafif ve bol cepli bir sırt çantası alın, onu da sevgilinize takın, içine pasaport, cüzdan, telefon, fotoğraf makinesi, meyve, su doldurun...oldukça pratik ve yeterli...dönelim konumuza...gerçekten çok güvenli bir şehir...biz sabaha karşı barların olduğu bölgelerde de yürüdük ama inanın hiç tedirgin olmadık...hatta bu konuda konuştuk aramızda, erdemli insanlar dedik, bizim turistik yerlerde dilencilerden geçilmez değil mi? burada yok öyle bir şey...sizi tedirgin ya da rahatsız eden insanlar yok...
- Önünüzden yürüyen adamın sigarasının dumanına maruz kalmadan yürüyebildiğiniz nefis bir şehir...yolda yürürken sigara içmek yasak...sadece yolda yürürken değil, tanımsız yerler dışında sigara içmek yasak...öyle ince düşünmüşler ki, hani bizde metrodan çıkış kapısında millet cos cos yakar ya hemen...siz çoluk/çocuk duman içine girersiniz...yok öyle bir şey...toplu yaşam alanlarından uzak noktalarda, çöp kutularının yanında içilebiliyor zıkkım olasıca sigara diyerekten nikotine olan nefretimi de kusuvereyim burada :)
- Suratsız ve mutsuz insanlar...bu çok etkiledi beni, içim burkuldu, üzüldüm...ne yapayım etkileniyorum ben böyle işte...düşündüm durdum, bu kadar mutsuz nasıl yaşanır diye...gündüz dolaşırken gülümseyen bir Rus görmedim desem abartmış olmam...Nail bunu ekonomik durumlarına bağladı ama ben emin olamadım...
- Yalnız insanlar...dolaşırken el ele tutuşmuş bir çift sevgili görmedik...evet inanılır gibi değil ama yok! hatta kaç kere biz el ele dolaşırken, bize tuhaf tuhaf baktıklarını fark ettik...bunu daha çok Nail fark etti aslında...Rus hatunlar garip garip bakıyor bize dedi durdu, burada tabi vurgulamak istediği şuydu aynı zamanda "Rus hatunlar beni kesiyor Esra" :)
- Kaba insanlar...soru sorduğunuzda size dövecek gibi bakıyorlar, ya da duymazdan geliyorlar...bunda İngilizce bilmemelerinin/sevmemelerinin de etkisi vardır elbet ama genel tavırları bu...
- Güzel kadınlar/çirkin adamlar...hoş benim düşündüğüm gibi değildi...ben yolda yürürken sürekli bir defile hali olacak, sıra sıra mankenler geçecek sanmıştım..yok böyle bir şey...ama evet güzeli güzel, hem de çok güzel...edalı, havalı aynı zamanda...ve fakat erkekleri bir felaket...bir çeşit maymun cinsi sanki, gerçekten, çok fenaydı...töbe töbe :)
- kedisiz/köpeksiz/kuşsuz sokaklar/caddeler...çok garip ama bir tane bile kedi, köpek görmedim sokaklarda...heykellerin tepesinde ve parklarda kuşlar vardı ama :) sokak hayvanı olmadığı gibi, elinde tasması köpeğini gezdiren de yoktu...
- insansız sokaklar/caddeler...yeraltında öyle müthiş bir metro ağı var ki, yer üstünde insan görmeniz nerdeyse mucize...ama yerin altı kaynıyor...vızır vızır bir insan trafiği var...
Bütün bu gözlemler elbette ki 4 günlük bir sürede benim gözümden/bakışımdan/hissayatımdan çıkarımlar...yani gayet sübjektif...asla geneli yansıtmaz, bu blog benim özgür ifade mekanım olduğu için, "bence" yazdım :)
İstiyorum ki bu yazı dizisi sadece bizim için bir anı yazısı olmakla kalmasın, Moskova'ya gitmeyi düşünenlerin faydalanabileceği bir kaynak olsun...o yüzden elimden geldiğince detaylı bilgi vereceğim...daha pratik ve okunur olması için tek yazıda her şeyi yazmak yerine, bölümlere ayırmayı düşünüyorum...ulaşım, konaklama, gezilecek yerler, yeme/içme vs...geceleri Mira'yı uyuttuktan sonra yazabildiğimi de düşünürsem, bu en mantıklısı, yoksa bir türlü bitmeyen ve yayınlayamadığım bir Moskova yazısı olarak kalır sanırım :)
Sevgiyle,
Esra Erginer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder