7 Kasım 2014 Cuma

Bu blogta ne yazarım ben?

Bu blog Mira ile tatlı (ve evet bazen de tatlı acı) hayatın internet güncesidir…23 Kasım 2012 tarihinde gökyüzünden aramıza katılan, yunuslara yol gösteren parlak yıldızımız Mira ile değişen, gelişen, güzelleşen hayatımı(zı)n güncesi…Bunun yanında araştırmayı, okumayı, yazmayı, paylaşmayı çok seven bir anne olarak son 3 yıllık tecrübemi ve birikimimi bu blogta paylaşmak istiyorum sizlerle…Uzman değilim, doktor hiç değilim ancak yaşayarak öğrenmiş bir anneyim…Şunu o kadar iyi biliyorum ki yeryüzünde kaç tane bebek varsa, o kadar çeşitlilik var, hepsi birbirinden farklı...Dolayısı ile Mira ile yaşadıklarımız bize özel, genellemek doğru olmaz...

Bebek gelişimi konusunda deli gibi kitap okudum hamileyken…Hatta hiç unutmam doğumhaneye giderken bile sınava eksik hazırlanmış, bazı konuları atlamış suçlu ve panik öğrenci psikolojisi içindeydim...Fakat gördüm ki gerçek hayat kitaplardan çok farklı...Mira hiçbir kitaba uymadı ve hatta kendi kitabını yazdı desem :) Her bebek gibi o da nevi şahsına münhasır, biraz anneden, biraz babadan, biraz da kendinden huyuyla suyuyla geldi dünyaya...Yani olay Mira’nın doğum anıyla başladı…Annelik hormonları beni ele geçirdi, 1 saniyede anneye çevirdi...Ben Mira'cım ile yaşayarak, deneyerek öğrendim anneliği…
 
Ancak şunu da belirtmeliyim ki, her konuda olduğu gibi bu konuda da okumak iyidir...Kitaplardan kafamda bir şey kalmadığını düşünürken, gördüm ki fark etmeden okuduklarımı sentezlemişim, işime yarayacakları kafamda dosyalayıp kaldırmışım, eee beyin bedava :) Burada araştırarak öğrenip, uygulayarak doğruladıklarımı, pragmatik bir anne olarak paylaşacağım…Dilerim çaresizlere çare, evsizlere ev olurum :) (Pragmatik mi o de ne diyenler, buyurunuz sevgili Gulus Turkmen'in açıklayıcı Pragmatik anne yazısını okuyunuz)
 

Neler neler yazacağım; çok şanslıyım ki harika bir hamilelik süreci geçirdim, o müthiş süreçten bahsedeceğim...Sonra anneannemin annemi doğurduğu gibi kızımı doğurdum, en büyük hayalimdi evet normal ve doğal doğumla Mira'cıma kavuştum...Doğum hikayemi yazacağım ki canım doktorum Şahin Zeteroğlu'na sözüm var :) Emzirmek konusunda uzuuun uzun yazacağım, o duyguyu dünyalara değişmem...Alışveriş delisi bir anne olmadım, araştırarak, bebek için "gerekli", konforlu ve ekonomik ürünler buldum aldım, bunlardan bahsedeceğim...Çocuk gelişimi, annelik felsefem, Mira için evde uyguladığım Montessori felsefem, kreşe nasıl karar verdik, doğru kreş hangisidir, bakıcı problemleri, oyuncak ve çocuk gelişim kitapları, kadınlık halleri, çalışan anne olmanın zorlukları ve bu zorlukları kolaylaştıracak pratik çözüm önerileri, çocukla kariyer olur mu (hem de katmerli olur), çocuklu seyahat önerileri, yelken, dalış, ve daha bir dolu konu :)
 

Çok hevesli ve heyecanlıyım, haydi bakalım rast gele :)

6 Kasım 2014 Perşembe

Kimim ben?



Anneyim…aslında şu hayatta bir çok şeyimfakat bu blogta sadece ve sadece anneyimMiranın annesi...

E
ğitim ve iş yaşamım hakkında uzuuunca bahsetmek yerine 1 cümlede toparlamak isterim: ODTÜ mezunu bir mühendis olarak otomotiv sektöründe yöneticilik yapmaktayım. Nokta.

Bu blog için bu kadar bilgi yeterli zira, kar
şınızda anne esra olacak ki şu hayatta en sevdiğim, en gurur duyduğum sıfat kendisi :) 





Aslında çok uzun zamandır, Mira’ya hamile kaldığımı öğrendiğim andan beri aklımdaydı blog yazmak…Mira için, kendim için kalıcı bir günce tutmak…Gel gelelim ki çok yoğun çalışan ve aktif yaşayan bir hamilelik süreci geçirdim…Hamileliğim araba yaparak geçti…Evet doğru okudunuz…Bildiğiniz, bindiğiniz, kullandığınız arabalardan bahsediyorum :) Otomotiv ana sanayide proje mühendisi olarak çalışan, gündüzleri araba yapan, bir taraftan da karnında bebeğini taşıyan bir hamileydim…

Fotoğrafta karnımda gördüğünüz karpuz Mira hanımdır efenim :)

Akşamları günün yorgunluğuyla eve gittiğimde, kendim ve bebeğim için yapmam gereken en faydalı etkinlik uyumaktı :) Hormonlar da zaten bu yola sevk ediyordu beni…(ki iyi ki uyumuşum, Miranın doğumuyla başlayan ve taammm 2 sene süren süreç boyunca uykuyu unuttum)
          
                    
 
Hafta içi zaman böyle akıp geçerken, hafta sonları da sporcu bir hamileydimyüzen, yelken yapan, yelken yarışlarına katılanGördüğünüz üzere bizim minik miço Mira'nın daha doğmadan dümen tutmuşluğu vardır :)







Çok sevgili eşim ile hayatlarımızın kesişme sebebi yelkendir ki bunu bir başka yazıda paylaşmak isterim, buradan kendisine kısa bir selam çakıp bu konudan çıkıyorum şimdilik :)


Hayatım şimdi durgunlaştı mı, ben rahata mı erdim de oturdum blog yazıyorum? Elbette ki hayır, Mira 2 yaşına basmak üzere desem yeterli açıklamayı yapmış olurum sanırım :) Evet bizim çocukluğumuzda olmayan ama zamane çocuklarının tutulduğu 2 yaş sendromuna Mira da dibine kadar girmiş durumda ancak henüz kontrol edilebilir boyutta :) şükür, çok şükür
Bunun yanında Miranın 23 aylıkken kreşe başlaması, evdeki bakıcı problemlerinin ortadan kalkması, Miranın bireyselleşme adımları atması ve benim/bizim hayatım(ız)ın düzene girmesiyle tekrar kendime dönebildimveee karşınızda okullu Mira :)
    
Fakat hala blog için bir itici kuvvete ihtiyacım vardı…Damarlarımda dolaşan asil Türk kanı, amaaaan yaparsın, yarın yaparsın şeklinde blog işini öteliyor da öteliyor(du) :) Bir de iyiye düşman mükemmelliyetçi halim var ki, şimdi yaparsan eksik olur, bekle biraz daha pişsin diyor ve beni benden alıyor(du)...

Saksıyı
çalıştıran, kapıya dayanan yumurta oldu :) Miranın yaklaşan doğum günü…Bu blog öncelikle Ona 2 yaş doğum günü hediyemNe kadar deli bir annesinin olduğunu o şimdiden biliyor, gelecekte daha da iyi bilecek ama istedim ki ilerde bu günleri merak ederse, açıp okuyabileceği bir günce hediye edeyim onaEmpatik bir canlı olduğum için hemen kendimi onun yerine koyuyorum da, ben isterdim geriye dönük annemin benimle değişen hayatını okumak…
Ve işte buradayım, hoşgeldiniz dünyama...
Mira ile değişen, güzelleşen, tatlı (bazen de acı) hayatıma :)

Esra Erginer