HAYIR!!! DİKKAT ET!!! ÇOK TEHLİKELİ!!! ÖYLE YAPMA!!!
Geçen hafta sonumu full-time çocuk parklarında geçirince, yine bir dolu gözlem yapma imkanım oldu...parklarda çocuk sesinden çok, müdahaleci ana/baba sesleri hakimdi...ve yine içim şişti, kendimi çok zor tuttum "bağzı" ana/babalara müdahale etmemek için...çocuklar üstünde öyle bir baskı kurmuşlar ki, sürekli müdahale ediyorlar, çocuğun her ama her hareketine...sanki orası çocuk parkı değil de dünyanın en tehlikeli yeri!!! bir de şöyle bir imaj çizmeye çalışıyorlar sanki, parkta kimin sesi daha çok çıkar, daha çok müdahale ederse çocuğuna o ana/baba en ilgili ana/baba!!??
Örnekler vereyim mi?
*Kaydıraktan kaymak için merdivenlere tırmanan çocuğa (ki bebe kaydırağı, 5 basamak var sadece) "Dikkat et, dikkat et diye nakarat yapan ve bunu oldukça yüksek sesle çocuğuna söyleyen ey ana, sesin kısılsın e mi! (çocuk yaş 4-5!)
*Salıncakta sallanan kızı (3 yaş), kafasını arkaya çevirip kendine baktı diye "aaaa ne yapıyorsun kızım, çok tehlikeli" diyen bir der üstüne şu açıklamayla devam eden "annecim başın döner düşersin!" diyen ana, ben ne diyeyim sana!!!çocuk kafasını nasıl bir şey sanıyorsun çok merak ediyorum o ayrı, hani bak kafamız sola/sağa dönebilir, korkma yani!
*Ana/baba/çocuk birlikte top oynarlarken "oğlum öyle yapma, çok tehlikeli" diyen ama sürekli diyen baba...ki çocuk şunu yapıyor, topa hızlı vuruyor!! ya vursun bırak, orası çocuk parkı...ha korkun başka çocuklara çarpmasıysa, o zaman orda oynama, oyun parkının göbeğinde yani...al topu efendice, git çimlere orda oyna...sen neden mekanı yanlış seçip, enerjisini topa vurarak atmaya çalışan çocuğu engellersin ki...tehlikeli olan sensin asıl!
Baktım o miniklere, kimisi korkak korkak bakıyor, içine kapanmış, kimi de sürekli uyarı yemekten arsızlaşmış, tehlikeli şey yapmayacakken yapmak için can atıyor...
Bu yazı böyle bir yakınma yazısı işte...
Gelelim bizde ki duruma...Mira 10 aylıkken yürüdü ve biz evde gerekli önlemleri aldık...ve onu eve saldık...özgürce....nasıl önlemler peki...birkere onun ulaşabileceği hiçbir yerde deterjan/ilaç vb. şeyler bırakmadık...kesici aletler; makas, bıçak ne varsa yukarılara kaldırıldı...keskin köşeler İkea'dan aldığımız koruyucularla kaplandı...ondan sonra "dur mira, dikkat mira, tehlikeli mira" demedik...düştü, kendi kalktı...çığlık çığlığa "ayyy aman düştü" demedik...
11 aylıktı, evden çıkarken yürüyerek çıktı ve asansöre kendi yürüdü...kucakta taşımadık onu çanta gibi...şunu demiyorum elbet, hala bolca kucağıma alıyorum, taşıyorum ama sevmek için, sarmak için...yoksa kendi yapabileceği işleri onun yerine yapmak için değil...merdivenlerden hep kendi indi, çıktı...önceleri 4 ayakla çıktı :) tırmandı resmen, üstün başı battı, elleri kirlendi, olsun...sonra korkuluktan tutunmayı öğrettik...bir eli korkuluktayken, diğer eliyle de bizi tuttu...sonra zamanla güven kazanınca elimizi tutmak istemedi...
Bakınız 14 aylık mira, nasıl da tırmanıyor kaydırağın merdivenlerine :)
Bit kadardı daha, parkta koca çocukların kaydığı kaydırağa tırmandı ve kaydı...öylece bırakamadık elbette...büyük çocukların parkta olmadığı saatleri ayarladık, önce birlikte çıktık, kucakta kaydık, sonra kendine yaptırdık, nerden nasıl tutacağını gösterdik ve bıraktık özgürce...elbette kaydırağın sol ve sağında nöbet tuttuk, ama ona hissettirmeden...sonra sonra zaten pekiştirdi, yakınında durmamıza gerek bile kalmadı...biz bütün bunları yaparken inanılmaz uyarılar aldık tabii..."aaa küçücük bebek nasıl kayar, nasıl yapar vs." kulak tıkadım hep ve üzülerek baktım, parkta bile ellerini sımsıkı tuttukları 5 yaşında ki çocuklarına...
veee karşınızda 8 aylık karpuz mira :) babası yukardan bıraktı, annesi aşağıdan yakaladı karpuzu :)
Mira 23 aylıkken başladı kreşe...3 yaş grubu ile...ailem şehir dışında yaşadığı için, bakıcılara güvenim kalmadığı için ve en önemlisi Mira'nın buna hazır olduğunu bildiğim için aldık bu kararı...bu konuda ayrıca yazacağım...kreşe başladığında anladım ki doğru temeller atmışız...karşımızda 23 aylık ve bireysel bir Mira vardı...kendi işini kendi gören, kıyafetlerini ufak yardımla giyen/çıkaran, kendi yemeğini yiyen, kendi kişisel bakımını/temizliğini yapan...tuvalet olayını 20. ayda bitirmiştik zaten, dolayısı ile kreşte tuvalet ihtiyacını kendi görebilen...ki bu benim için çok önemliydi...kız çocuğunun mahremiyeti için bu oldukça önemli bir konu...aslında kız/erkek bütün çocuklar için...dünya ne yazık ki giderek kirleniyor :(
Evde uyguladığım Montessori uygulamalarının da Mira'nın bu bireyselleşme sürecinde katkısı çok ki bu konuda ki tecrübemi ayır bir yazıda yazıciiiiiim...ne çok konu var paylaşacak, ne mutlu bana :)
Gelelim sadete....diyorum ki biraz özen...çocuk yetiştirirken...çocuklarımız bizim mülkümüz değil...diktatörlük kurmaya hiç gerek yok, o küçük ve bizden zayıf diye! önlemleri almalı, sistemi kurmalı, onları rahatsız etmeden kontrol altında tutmalı, başlıkta yazdığım o feci kelimeleri ise hiç kullanmamalı, hele ki bağırarak!
Sevgiyle,
Esra Erginer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder